Sayfalar

Saraybona / Mostar / Kotor ve Budva Gezisi

     Bir yere gitmeden önce vereceğim selamın bile rezervasyonunu yapmayı, bazen de tüm rezervasyonları boş verip sokaklarda kaybolmayı severim :)

    Sürprizlerden daha doğrusu aksiliklerden hoşlanmıyorsanız gerekli, gereksiz her bilgi için doğru yerdesiniz.  

 Bu arada ben Merve, 

    Param ve yıllık iznim yettiğince gezinmeye çalışan, sıradan bir canlıyım. Gereksiz görülen detayları anlatmaya geldim. 

    2022 Haziran' da 8 günlük; 2 gece Saraybosna, 3 gece Kotor ve 3 gece Budva seyahatini gerçekleştirdik arkadaşlarımla. Asıl amacımız tüm Balkanları gezmek değildi. Hem turistik hem de deniz tatili idi. Çünkü Karadağ'ın ne kadar güzel olduğunu çok dinlemiştim. Öncelikle 2 gece Bosna için yeterli, 6 gece Karadağ için çok fazla. Tadını çıkara çıkara deniz, doğa tatili ise istediğiniz; bu rota uygundur ama gitmişken her yeri göreyim, keşfedeyim diyorsanız daha geniş çaplı yazıları da ziyaret etmeli. 

    Saraybosna'da Uçaktan indikten sonra havalimanından çıkmadan elinizdeki euroları Bosna'nın yerel parası olan Km'ye çevirin. (1euro : 1,9 km )  mesela 20 euro çevirin. 39 Km sizi bir süre idare eder. Zaten her yerde change ofisleri var. Kolaylıkla çevirebilirsiniz. Havalimanında kapıdan çıktığınızda karşınızda taksiler var. Taksi durağının arkasında otopark ve otoparkın arkasında otobüs durağı. 100mt'lik bir mesafeden bahsediyorum. Zaten havalimanının kendisi üç adımlık. Ben pazarlık yaptığımı sanarak taksi ile 20 euroya gittim ki, çok güzel kandırılmışım. Arkadaşlarım ise otobüsle 5 km'ye kolaylıkla geldiler. Otobüs saatleri görselde mevcut. 



 Airbnb'den Amila'nın Kulovica sokaktaki evini kiraladık. Ev paylaşımlı ve altı kişilik. Biz önceden pazarlık yaptık ve tüm daireyi iki geceliğine kapattık. 3 yatak odası ve 3 banyo var. Çok kullanışlı ve şık bir ev. Konumu harika. Başçarşıya 500m, barlar sokağına 100m mesafede bir ev.

    Haritada işaretlediğim alan merkezi noktaların olduğu bölüm. Ziyaret edilmeli diye belirtilen çoğu yeri içeriyor. Araçla gidilmesi gerekenler hariç tabi. Ve işaretli alanı yatayda yürüdüğünüzde 15 dk falan. Baya pratik bir mesafe. İşaretli olan evde kaldık. Barlar sokağına, kafelere, marketlere çok yakın. Başçarşı elbet görülmesi gereken bir yer ama o noktada kalmadığımız için mutluyum. Eski Osmanlı çarşısı formunda bir alan. Aşırı turist var, nargileceler, köfteciler ve bimilyoncu gibi yerler vs. Ankara'yı biliyorsanız hamamönü'ne benziyor biraz. Yaz günü çekilecek çile değil. Akın akın turist dolu. Biz yiyelim, içelim, eğlenelim insanları olarak konumumuza bayıldık. Gençler ve gece hayatı oldukça güzel. Herhangi bir Avrupa ülkesi gibi ortamlar. Ayrıca ilk gittiğimiz akşam, evimizin hemen yanında Susan Sontag Tiyatro Meydanında Helem Nejse isimli yerli grubun konseri vardı. Çok keyifliydi ve ücretsizdi. 

    Fiyatlar tahminimizden çok daha uygundu. Mekanlarda bira 2km (1euro), martini 3km, aperol spritz 6km. Marketler ise çok daha uygun. Böreklerine aşık olmadık ama kruvasan yerken beyniniz zevkten akabilir. Mutlaka Kruvasan yeyin. Roma'da yediğim kruvasanlardan bile daha güzellerdi. Yemek olarak; Başçarşıda en ünlü mekanında Cevabdzinica Zeljo' da Cevabi yedik.(6km) Güzel ve deneyimlenmesi gereken bir yemek. Fotoğrafını alta ekliyorum. Barlar sokağında Turkish Doner Kebab var. Kebapçı son tercihimiz olmasına rağmen geç saatte açık olduğu için şans eseri denediğimiz ve bayıldığımız bir yer oldu. Devasa burger, patates ve içecek menüsü 8km. Eti inanılmaz büyük ve lezzetliydi. Saraybosna'da çeşmeden su içiliyor. Ama Başçarşı'da Sebil denilen ünlü çeşmeden su içmeyi ihmal etmeyin. Muhteşem lezzetli bir su.

    Ünlü yemekleri Cevabi ve yerel biraları Sarajevsko. 
Yemek ekşi krema, kuru soğan ve köfte kombinasyonu. Gayet lezzetli. Biraları ise bence biraz ağır. Bayıldım diyemem.

  

Barlar sokağında ambiansını çok sevdiğim bir otel barı; 


    Saraybosna Katedrali; çarşının tam ortasında, tüm ihtişamı ile. Akşam görmeyi ihmal etmeyin.



    Eveet geliyorum geçişlere. Trenle Mostar'a geçmeye karar verdik. Saraybosna ve Mostar’ı birbirine bağlayan iki tren hattı var. Karşılıklı olarak her gün iki sefer yapılıyor. Yolculuk 2.5 saat sürüyor. 
Saraybosna’dan Mostar’a

İlk tren seferi: 07:15      İkinci tren seferi: 18:18

    Sabah erkenden kalkıp tren garına gitmeye karar verdik. 2km mesafedeydi. Varsa otobüs, yoksa taksi belki yürürüz dedik. Ama taksiyle evimizin önünden 10 km'ye tren garına gittik. 

    Çok eski ve yetersiz bir gar ile karşılaşıyorsunuz. Pos cihazı yok. Tren bileti kişi başı 12km. Ve tren garında change ofisi yok. Yani km'niz yoksa dikkat edin. Biz nasılsa bugün son deyip tekrar para çevirmemiştik. Euro ve kredi kartı kabul etmiyorlar. Yakındaki postanede çevirebilirsiniz dediler ama postane o saatte kapalıydı. Büfeye rica ettiğimizde, önce yerlilere öncelik vermemiz için bizi azarladı, sonra 10 euro çevirmeyi kabul etti. Bu arada 45 yaş üstü nazik ya da güler yüzlü insan görme olasılığınız oldukça düşük. 


    Tren oldukça rahat. Trenin iki tarafı da harika manzaralar eşliğinde ilerliyor. Tren yolculuğunu tercih ettiğimiz için çok mutluyduk. Mostar'da tren garı, otobüs garı aynı alan. 500-600m yürüyerek Mostar köprüsüne ulaşıyorsunuz. Mostar'la ilgili çok şey anlatmayacağım. Yarım gün mostar köprüsü civarını dolandık, bir yerde bir şeyler yedik ve kalktık. Pahalı, kalabalık ve sıcak. Bence gör, gez ve hemen dön kıvamında bir yer. Öğle saatlerinde gitmemeli. Ya sabah erkenden ya da öğleden sonra gidilmeli. Akşam ışıklandırmalarla manzarası çok güzel deniyordu. Çok müsait bi programınız varsa belki bir gece kalınabilir. Ben kalmam :) 




Mostar'dan Kotor'a geçiş hikayesi; 

    Mostar - Kotor arası araçla 4-5 saat civarında sürüyor. Vizeniz yoksa ve Mostar'dan Kotor'a direk geçmek istiyorsanız eğer; otobüs ve transfer seçenekleri beliriyor. ( Vizeniz varsa eğer Hırvatistan üzerinden giden bir sürü otobüs seçeneği var. ) Otobüs çok uzun saatler aldığı için biz transfer ile geçmeye karar verdik Transfer aracı kiralayabilmek için en az 2 kişi olmanız gerekiyor. Eğer tek kişiyseniz, belirttiğim mail adresinden iletişime geçip, sizi başka biri ile götürüp götüremeyeceklerini sorabilirsiniz. Bence çözülebilecek bir sorun. Çünkü konuştuğum herkes çok yardımseverdi. Tabi bunu önceden konuşursanız şansınız artar.

    Öncelikle https://www.montenegrohostel.com/  adresinden transfer bilgilerini inceledim. Kişi başı 35 euro. montenegrohostel@gmail.com adresinden aktif olup olmadıkların teyit ettim. Yolculuğumuzdan bir gün önce online olarak 4 kişilik bilet satın aldık. 

    Kısa süre içinde ben sizin şoförünüzüm diyerek bir beyefendi whatsapptan ulaştı. Tabi telefonunuzun da aktif olması gerek ki, şoför ile iletişim kurulabilsin. Bize Mostar'ı gezerken eşyalarınızı şu adrese bırakabilirsiniz dilerseniz dedi. Çıkış saatimizi konuştuk. Mostar'a vardığımızda belirttiği hostele gittik. Oranın işletmecisi ve bizi götürecek kişi olan Danilo çok kibar ve ilgiliydi. Eşyalarımızı bıraktık. Bize tavsiyelerde bulundu ve indirim içeren birer kart verdi. İndirim dedikleri şey çok uyduruk. O yüzden zorla oraya gidilmemeli.

    Saat 13:00 de hep birlikte yola çıktı. Yol manzarası çok güzeldi. Danilo çok tatlıydı. 2,5 saat süren yolculukta bize Karadağ sınır kapısına bıraktı. Sınır kapısının karşısında sizi şu hanımefendi bekliyor, sizi alıp Kotor'a götürecek dedi ve gitti. Bu kısımda biraz korkmadık desek yalan olur.

    Yürüyerek sınır kapısını geçerken aksi bir Bosnalı polis tarafından azarlandık. Nereye gidiyorsunuz, sizi kim bıraktı, hani nerde araba vs. Sanırım bizimle dalga geçiyorlardı. Neyse, kısa bir işlem sonunda (6/7 dk ) kapıyı geçtik ve karşıda bir hanımefendi bizi aldı. Yolda bir mola ile birlikte 2-2,5 saat de kendisiyle gittik ve bizi gideceğimiz yere bıraktı. 17:00 da biz Kotor'da kalacağımız yere yerleştik. 

    Kotor'a doğru giderken, denizi gördüğünüz andan itibaren göreceğiniz her şey büyülü güzellikte. Kotor o gün itibariyle ilelebet kalbimizde bir yere sahip olacak. 


 

Önce mesafeleri belirteyim. Ev ve old town arası 6-7 dk. Evden otobüs terminali 1,5 km. Biz evden terminale yürüyerek gittik. 


Bu evimizin balkonundan manzara. Deniz dağların gölgesi ile koyu renkli görünüyor ama muhteşemdi. çok temiz ve berrak. Bu evi de airbnb'den bulduk. Oldukça uygundu. 3 gece için 2400 tl civarında bir ödeme yaptık. Ev 4 kişi uyumak için uygun. Küçük ama bence yeterli bir ev. 

Şimdi geliyorum Kotor'a

    Kotor aşık olunası bir yer. Her yeri çevreleyen dağlar, deniz, manzara ve sakinliği ile insanı kendine hayran bırakıyor. Haziran ortasında gün içinde sıcaktan bayılmadık, akşamları bazen ince bir şey aldık üstümüze. Bence kesinlikle bir iki gece de olsa Dobrota kısmında kalmak gerek. Hele deniz için geldiyseniz çok keyif alacaksınız. Sakin, tatlı ve muhteşem bir manzara.. Deniz 20 mt. Kumsala şezlong atan bir işletme var. İki şezlong ve şemsiye 10 euro. ( 10 euro : 3 şişe şarap demek :) Biz ücretsiz ve şezlongsuz vakit geçirdik. 

    Toplamda 3 gece kaldık. Doya doya denize girdik, gidebileceğimiz yerleri gezdik ve eğlendik. Deniz ve dinlenme için geldiyseniz 3 gece harika, ama yerinde duramayan, gezen keşfeden biriyseniz 2 gece oldukça yeterli. Belki kimine göre fazla bile. Ben şahsen 4 gün keyifle tatil yaparım orada. 

    Yakın mesafede iki adet biri büyük (voli), biri küçük market var. Voli'nin kasiyerleri çok suratsız ve ırkçı ya da turistlerden nefret ediyorlar. Bilmiyorum. Ama fiyatları uygun. Kahvaltıları evde yaptık, yemek için old town'a gittik. Old town'da restoranlar, pastaneler, kafeler ve pizzacılar var. Büyükçe bir dilim pizza 2,5 euro. En çok tercih edilenlerden. Biz de bolca yedik. Ayrıca otobüs terminaline doğru giderken bizim BİM'lere benzeyen ucuz bir market vardı. Adını hatırlamıyorum. Pazar günü kapalıydı. Denk gelirseniz bi kontrol edersiniz. 

    Old Town o kadar güzel ki, 3 günde 10 kere gittik sanırım. Sabah bazen kahveye, akşam üstü içmeye, gece eğlenmeye. Eğlence için birkaç keyifli mekan var. Gece 11den sonra sesleri, kalabalığı takip edin bulursunuz. Old Town'da kalma meselesine de değineyim. Ben bir gece için orada kalmayı çok istedim. Oranın sabahı da gecesi de ayrı güzeldi gerçekten. Ama ekonomi anlamında bu seferlik es geçtim. Dobrota bölümünde kalmaktan aşırı mutluydum zaten. Ama içimde kalmadı desem yalan olur.

Kotor Old Town'dan üç manzara;

 

    Hoş bir restoranda ( Cesare Old Town Restaurant ) çok tavsiye edilen siyah risotto denedik. 12 euro ( lezzetliydi, deneyim için yenebilir. ama biz bir daha yemeyiz. çok havyanlıydı :)) elitlikten uzak, vejetaryenliğe yakın bir yorum ) Yanında yerli şaraplarından olan White wine Kovačević Chardonnay içtik. Bu şarap alıp eve götürmelik. Restoran kadeh fiyatı 4 euro. Market şişe fiyatı 5 euro. İşte hayallerimizdeki ülke.. 

    Kotor'da zaten o kadar çok Türkle karşılaşacaksınız ki, içinizdeki tüm turistlik ruhu kaçıverecek. 



 


 Old Town içinde en ucuz pubda ise ( klub invalida ); kadeh şarap 1,2 euro, bira 2 euro, martini 3,5 euro




     Pastane performansı muhteşem değil ama güzel diyebiliriz. Fiyatları Bosna pastanelerine göre daha uygun tabi. Bosna'dakiler bence üç katını istese hak ediyorlar :) 

    





    Bisikletle körfez turu yapılabilir. Kiralayan yerler var. Terminale doğru giderken görürsünüz. Körfez turu çok tatlı bir fikir ama yol dar, sezonda trafik aktif denebilir ve bisiklet yolu yok. Biz tercih etmedik.








    Ve terminale doğru yürürken pazar gibi bir alan vardı. Orada Bosna'da da, Karadağ'da meşhur olan bir içkileri Rakija satın aldık. Ev yapımı olanını almamız anlamsızdı aslında ama aldık, içtik ve ölmedik :) Sizlere marketten ya da mekanlarda denemenizi öneririm. Bizim rakı kadar sert değil, likör kadar hafif değil. Aromalı olanları daha çok görülüyor mekanlarda. Bizim aldığımız sade ve çok sertti. 



    Ve üç gecenin sonunda Budva'ya geçtik. Sabah Voli marketten atıştırmalık bir şeyler alıp, otobüs terminaline yürüdük. Otobüs kişi başı 5 euro. 40dk falan sürüyordu sanırım. Yarım saatte bir otobüs var diye hatırlıyorum. Teyit edersiniz. Otobüsün yerini sorduğumuz taksi şoförü ben sizi 20 euroya götürürüm demesi ile hemen taksiye geçtik. Kalabalık tatilin bu açıdan avantajları çok iyi. Ev de, ulaşım da çok uyguna geldi hep. 

    Ayrıca; Tivat Havalimanı Kotor'a 20 dk, Budva' ya 30 dk mesafede. Kotor için Otobüs de, taksi de uygun seçenek olarak kullanılabilir. Taksiyle pazarlık yapabilirsiniz. Hemen kartvizit uzatıyorlar zaten. Ama Podgorica Havalimanından gidecekseniz, otobüs en ekonomik yöntem olacaktır. 


Budva amatör tarif :) 


    Budva' da işinize yarayacak temel yerleri işaretledim. Old Town zaten küçük bir alan. Morgen 2'de yüzün, deniz kenarı restoranlarda bir akşam yemeği belki ( biraz pahalı ), yakında Voli market var. Arka büyük caddede bir alışveriş merkezi var. İçinde büyük market. Ben hediyelik alkol alışverişini oradan yaptım. Ama daha uygun yerler bulunabilir. Araştırmalı. Karadağ'ın şarapları ödüllü. Mutlaka deneyin. White wine Kovačević Chardonnay benim favorim, aşağıdaki ise arkadaşlarımın. Aynı serinin rose olanı.


    Bu sefer işimi riske atmadım ve Old Town içinde kaldım. Budva Old Town çok küçük bir alan. Kotor'daki kadar ferah hissettirmiyor. Ayrıca gece müzik sesi gelebiliyor mekanlara yakınsanız.

    Ama Kotor Old Town'da kalmalıydık bir gece :( 

    Ben orada hostelde kaldım. B&B montenegro hostel. Kötü değildi ama çok temiz de değildi. Hostel de artık çok bana göre değilmiş onu da anlamış oldum ama yine de gayet keyifliydi. Mutfağı çok kullanışlıydı. Her yere çok yakındı. Ama zaten her yer, her yere yakın.

    

    Budva ve Kotor birbirinden farklı dinamiklere sahip iki bölge. Kotor bizim sakin Ankara ise, Budva coşkulu İzmir :) Kotor sakin, keyifli ve bol manzaralı iken, Budva' da mekanlar, kalabalık, coşku, eğlence her şey fazla fazla. 

    Deniz kenarında yer alan ve oldukça pahalı ve şık görünen bir restorana yemek yemeğe gittik ve risk budur dedik :) 

Restaurant Porto;



    İkram olarak sunulan balık pate çok lezzetliydi. İkram değilse bile denemenizi öneririm. 3 euro civarında fiyatı. Biz balık çorbası, midye ve Karadordeva Snicla denedik. Midyeyi yiyemedik. Çünkü biz pilavlı midye sevdalısıyız. Pate'nin dibini sıyırdık. Çorba da güzeldi. 

    Ayrıca denenmesi gerekenler arasında yer alan Karadordeva Snicla da lezzetliydi. Ama aradığımız heyecanı bulamadık kendisinde. 15 euroya 15 şişe bira alınabilirdi :) Domuz eti ile yapılıyor. Bence bunun yerine çok daha güzel deniz ürünleri denenebilir. Ahtapot yiyemedik mesela. Tüm övgüleri çok iyiydi. (14 euro ) 

  

    Budva denizi, muhteşem bir güzelliği sahip. Kocaman, sonsuz, masmavi, tertemiz bir denizi var. Yüzmek için muhteşem bir seçim. Biz aldığımız tavsiyelerle birlikte, ilk günümüzü Morgen 2 Beachte geçirdik. Old Town'nın içinden küçük bir kapı ile plaja ulaşıyorsunuz. (150m) hemen bir kumsal ve harika bir karşılıyor. Denize girmeyi tercih etmeyebilirsiniz orada. Birkaç fotoğraf çektikten sonra, sağa doğru yürümeye başlıyorsunuz. İşletmelerin işgal ettiği Morgen 1 Beachi geçiniz. Asma köprüyü takip ederek devam edin ve Morgen 2 Beache ulaşın. Orada da işletme var. Ama daha az. Ücretsiz konuşlanabileceğiniz bir sürü yer var. Old Town içinde bakkal ve pastane var. İhtiyaçlarımızı alıp gittik biz genelde. Giyinme kabini ve tuvalet var. Ama ücretli sanırım. Kullandığımızı hatırlamıyorum. Bakkalda bira 1 euro :) 1,5 lt su şişesi 1,5 euro. Biz tabiki sokak çeşmelerinden içtik ama suyun biradan pahalı olması, bizi alkoliklik sınırına itmesine sebep olmadı diyemem. 










 


Burası asma köprü diye bahsettiğim yerden manzara ve meşhur balerin heykeli. 

    Morgen 2'den sıkıldıktan sonra size biraz daha merak edilen yerlere götüreyim. 

    

    Sveti Stefan!

    Hostel demek sosyalleşmek demek. Hemen gezme meraklısı iki arkadaşla birlik olup Sveti'ye gitmek için yola çıktık. Otobüs 5 euro imiş. Ama biz taksi ile pazarlık yapıp 10 euroya 15dkda gittik. Yürünecek bir mesafe değil bence. 10km. Bisiklet kiralayıp gelen iki arkadaşımız vardı. Güneşin altında gerçekten çılgınlık. Perişanseverseniz, deneyebilirsiniz. 

 


    
    Çok güzel manzaralar eşliğinde ulaştığımız Sveti Stefan adası için, tepede bir noktada bırakıyor taksi. Kolaylıkla ulaşılabilen adayı görmek muhteşem. Gerçekten etkileyici bir yer. Karadan bir köprü ile bağlantısı olan bir ada. Ada bir otele ait ve içeri geçiş yok. Bence gerek de yok :) Dışı da yeterince güzel. Yakınına kadar gidilebiliyor. Sağ ve sol taraflarda ücretsiz denize girilebiliyor. Sol tarafında işletme de var. Kafesinden ya da şezlonglarından faydalanılabilir. 
Biz sağ tarafta denize girdik. Deniz ve manzara o kadar güzel ki, yol ücreti kişi başı 20 euro olsa, yine gelirdim. Ordan anlayın :)) ( 20x17tl )

    Burdan sonra dönüşte mecburi taksi kullandık yine. İlk bırakıldığımız noktada bir taksi durağı var zaten. Hatta mini bir market de varmış. Uygun alkol ve ihtiyaçlar için aklınızda olsun. Otobüs ile gelindiyse, dönmek için yine yukarı yola çıkmak gerek sanırım. Biz 6 euroya pazarlık yapıp, yine fotoğraflarına aşık olduğum Przno Beach'e gittik. 3km gerideydi. 

    Przno Beach.. 

    Karadağ o kadar çok İtalya esintili bir ülke ki, bazen nerede olduğunuzu karıştırabiliyorsunuz. Küçük bir deniz kasabası. Kasaba doğru kelime değil ama o ruhu anlayın işte.
    Üst yolda indiriliyorsunuz taksiden. Ara merdivenlerden bu tatlı, küçük koya iniyorsunuz. Koy uzunluğu 200m ise yarısı restoran dolu. Denize girmek için çok geniş alana sahip değil. Kumsalda orta amatör bir işletme vardı. Biz bedava olan kumları tercih ettik.  Sveti Stefan denizinden sonra hiç iyi hissettirmiyor buranın denizi. Ve günü geçirmek için muhteşem bir yer diyemezdim, taaaaki yemek yiyene kadar. 








     Bu mekanda güneşi batırmak, verdiğim en doğru kararlardandı. 



   



  



     Bu tavuk ızgarayı söylememin asıl sebebi en ucuz yemek olmasıydı 12,5 euro.  Ama tabağın dibindeki o sos var yaa, o patatesler o kadar o kadarrr lezzetliydi ki, bi an bayılacağım zannettim. Abartı değil gerçek. Ekmekler bile harikaydı. Hayatımda yediğim en lezzetli şeyler arasında ilk yirmide yerini aldı artık. Unutmam çok çok zor. (ki canım annem Hataylıdır ve el lezzeti insanı öldürür keyiften)  Benden sonra yemek yiyen arkadaşlar da aynı keyifle kalktı masadan. 
Tatlı ise( il brodetto cake/5euro ), mekanın ünlü tatlısıymış. Elma, tarçın, kurabiye kırıntısı, dondurma gibi bir kombinasyon. O da oldukça iyiydi. Daha önce denediğim bir İskoç tatlısına çok benziyordu. 
 Size şiddetle tavsiye ediyorum ki, bu mekanda yemek yemeden geçmeyin! 

Menüyü alta ekliyorum. İncelersiniz. 





Ve son gün!
    Budva Old Town'da da Kotor'da olduğu gibi çok fazla Türk işletmeci var. O dükkanlardan birine çok güzel bir çanta yaptırdık. 5 euro 
    Biz dönüş biletlerimizi hem mesafe hem de fiyat uygunluğu sebebi ile Tivat Havalimanından yana tercih ettik. Tivat Budva'ya 30 dklık mesafede. Otobüs 5 euro. Hostelde yine uçuşları yakın olan, üç kişilik bir ekip kurup, otobüs yerine taksiyle pazarlık yapıp 20 euroya gittik. 
    Bütün taksiciler kartvizit veriyor demiştim. Önceki gün Sveti Stefan dönüşünde üç tane kartvizit vardı elimde. Üçüne de whatsapptan yazdım, pazarlık ettim ve şu saatte, Voli marketin önünde diye sözleştik biriyle. Birkaç kişiye sormadan karar vermeyin. Çünkü 35 euroda direten bir adamla da karşılaştık. 

    
    Ve uçuşumuz 11:30 da idi. Rezervasyon yaptırmadık. 8'de taksiydeydik. Çok erken gittiğimizi biliyordum ama küçük denilen havalimanın o kadar da küçük olacağını hiç düşünmemiştim. Alanya Gazipaşa Havalimanı gibi bir yer. Bir miktar kalabalık vardı ama aşırı denemez. Check in yaptırılan toplamda 7 banko falan vardı sanırım. Biletleri alıp, valizleri verdikten sonra, uçak için bekleme alanına alınırken, bir memur kapıda elinde kağıt ve renkli bir kalemle birlikte, kimliğine bakıp, ismini çizip içeriye alıyordu :) İlginç tecrübelerdi. 
    Bekleme salonu küçük ve kalabalıktı. Oturacak yer yoktu. Yerde bekledik. Küçücük bir Duty Free'si vardı. Bi bakayım diye girdiğim cennette 7 euroya 1lt martini indirimini yakalamış oldum. Check in ve valiz teslimi işlemlerinizi tamamladıktan sonra vaktiniz var ise, hemen içeriye geçiş yapılmasa da olur bence. 
    Ayrıca işin daha da garip yanı, biz ekran ve kapı numarası ile oturduğumuz yerden takip ederken; bi dolanayım dediğim sırada başka bir kapıda, panoda yazmaksızın, bir memur sesli şekilde, İstanbul ve Tel Aviv diye sesleniyordu. Koşarak insan akınına karıştık. Yerde olan iki uçağa, yine bir memur manuel kontrolle sen sağa, sen sola diye yolladı bizleri. Yanlışlıkla Tel Avive gönderilmeyiz inşallah diyerek bindik uçağa :) 

Check in sırası







Vee son olarak birkaç tavsiye ile yazıyı bitireceğim. 

    Geçtiğim tüm duty freelerde sevdiğim alkollerin fiyatlarını fotoğraflar, şehirle kıyaslarım. Çok nadir olarak duty free daha ucuz olur. Şehirlerde yerel bakkal ve alkol dükkanları her zaman daha avantajlı oluyor. 
    Malum euro kuru sebebi ile baktığımız çoğu şey, Türkiye'deki fiyatlara denk geliyordu. O yüzden bu sefer bir şişe martini dışında, geçtiğimiz bakkal ve marketlerden küçük likör ve çeşitli içkiler satın aldık. Daha uyguna mı geldi emin değilim ama çok farklı şeyler tatmış olduk. Onların fotoğraflarını da ekleyeceğim. 

    Bu ilk iki likör, Pelin otu denilen bir ana malzeme ile üretilmiş acı likörler. Bu Pelinkovaclar Balkanların çoğunda ünlü imiş. Ağıza ilk aldığınızda hoş bir koku ve tatla karşılanıyor, sonrasında acı bir tat bırakıyor. İlginç bir likör. Ben kahve içine ekleyerek içtim. Fena olmadı. Bir içme ritüeli var mı emin değilim. Ama özellikle satın alacağımı sanmam. 



























    Hırvat içkilerinin çoğu güzeldi diyebilirim. Bu mini alkol serilerinde en güzeli; Hırvat içkisi olan Badel Domacı Romu idi. Denemenizi öneriyorum. 

Benden bu kadar :) 

Sevgiler